Basın Brifingi – Terörizmin Finansmanıyla Mücadeleden Sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea

Marshall Billingslea
Terörizmin Finansmanıyla Mücadeleden Sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı
A.B.D. Hazine Bakanlığı
Basın Brifingi
Ankara, Türkiye
20 Haziran, 2018

Medya:  Hazine, kısa bir süre önce bazı ülkelerin gerçekten [duyulamadı] yapamadığını söyledi ve Türkiye’nin bu ülkelerden olup olmadığını ve bugün toplantıda bunu tartışıp tartışmadığınızı merak ettim.

A/S Billingslea: Türkiye, NATO müttefiki olarak sahip olduğumuz yakın ilişki nedeniyle ve dünyada karşı karşıya olduğumuz birçok önemli stratejik sorun konusunda işbirliği yapıyor olduğumuz için şu anda Türkiye’deyim. Ve aslında bugün pek çok sorunu ele aldık. Ayrıca, Hazine Bakanlığı ve Türk hükümetinin terörizm finansı ile ilgili bölümleri ile çok iyi ve yakın bir işbirliğimiz var. Bu nedenle, müzakerelerin büyük bir kısmı, terörizm finansmanına karşı koyma konusunda müşterek harekât ve Türk hükümetinin devam etmekte olan, amaçlarında onlara yardımcı olacak, desteklediğimiz ve istihbarat ve diğer bilgileri sağladığımız birkaç önemli çabası ile ilgiliydi. Ve mukabilinde, kendi tarafımızda soruşturduğumuz terör grupları hakkında bilgi alıyoruz ve buna PKK, DAEŞ ve diğerleri de dâhildir.

Ayrıca, ziyaretimizin önemli bir özelliği de dünyanın en büyük terörizm destekçisi olan İran’ı tartışmaktır. Ve Amerika Birleşik Devletleri içinde bize olduğu kadar, Türkiye ve diğer NATO müttefiklerine de doğrudan bir tehdit oluşturan, İran rejiminin içinde bulunduğu çeşitli faaliyetler ile ilgili Amerika Birleşik Devletlerinin yaptığı değerlendirmeyi tartışmak.

Ve ben burada özellikle onların Hizbullah, Hamas, Taliban ve El Kaide’ye olan desteklerinden bahsediyorum. Aklınıza gelebilecek bir terör grubundan bahsederseniz, buna İranlıların karışmış olması büyük bir olasılıktır.

İranlıların bununla kalmayıp, Yemen’de yaptıkları ile Huti isyancılarına, onların Suudi Arabistan’ın Riyad şehrine attıkları balistik füzeleri göndererek, Orta Doğunun her tarafında istikrarsızlık yarattıklarını görüyoruz. Irak’ta, oradaki toplumları hedef almaları için milisleri silahlandırarak yaptıkları şeyler. Lübnan’daki teşebbüsleri, Filistin Yönetimi vb. ile olan teşebbüsleri.

Bu nedenle, tüm bu sorunları tartışıyoruz. İran rejiminin bu davranışları ışığında neden bu şekilde hissettiğimizi açıklıyoruz ve nükleer anlaşma ile ilgili ciddi problemleri ve nükleer anlaşmanın şartları göz önünde bulundurup, Nükleer Anlaşma’dan çekilme kararını vermiş olan Başkan, Hazine Bakanlığına, Tahran’daki İran rejimi tarafından yaratılan tüm problemleri çözmeye yönelik yeniden düzenlenmiş müzakerelerin şartlarını getirmek için, İran’a karşı yaptırımların yeniden başlatılmasına yönelik talimat verdi. Ve bunu yapmak için buradayız.

Açıkçası, Türkiye’nin İran’ın komşusu olması nedeniyle, İran’la ticaret konusu ile ilgili meseleler hakkında konuşmamız gereken çok şey var. Fakat bunun Türk ekonomisi üzerinde yaratabileceği etkilere de çok duyarlıyız ve bu nedenle her iki ülkeyi ilgilendiren çok, çok özel konuları tartışıyoruz.

Bu aşamada, muafiyetler ya da istisnalar ya da bu tür şeyleri verdiğimizi ileri sürecek bir konumda değiliz. Benim bunu tartışmam için daha erken. Daha doğrusu, Washington’da değerlendirmeler yapabilmek ve mümkün olan en iyi tavsiyelerde bulunmak için yapmamız gereken, bağlamı ve tüm bu farklı ticari işlemlerin özelliklerini anlamak zorundayız.

Bu, görüşmelerin sadece ilki. Başka görüşmeler de olacak. Birçok şirketin Washington’a gelip görüşmelere katılmalarını teşvik ettik. Hangileri olduğuna girmek istemiyorum, bunları siz kendiniz çözebilirsiniz. Aynı zamanda, Türk hükümetini Washington’da bir toplantı turu yapmaya teşvik ediyoruz ve biz bu tartışmaların devam etmesini sağlamak için daha sonra tekrar buraya geri geleceğiz.

Kaybedecek zaman yok çünkü büyük çaplı yeniden yaptırımlar Ağustosun başında gerçekleşecek ve ardından petrol ticareti üzerinde petrol yaptırımları ve İran Merkez Bankası ve bu tür meseleler üzerinde yaptırımların hepsi Kasım ayında gerçekleşiyor. Dolayısıyla, petrol meseleleri ve diğer şeyler üzerinde az bir vaktimiz kaldı, fakat tartışmalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor ve özellikle de Türk şirketleri ve Türk bankalarının takdir etmelerini isteriz ki, şirketlerin işlerini yavaş yavaş kapatmalarına izin vermek için yaptırımların başlamasına tam 180 gün zaman verdik. Bu nedenle, ticaretin kesilmekte olduğuna dair kanıtlar görmek istiyoruz ve bu da bizim daha sonraki kararlarımızı etkileyecek.

Medya: …Sorum şu: Türkiye’ye ziyaretinizi ne şekilde algılayalım? Washington, Türkiye gibi, belki Hindistan, yani ayrıca Hindistan gibi ülkelerin de dâhil olduğu bazı ülkelere bazı istisnalar sunabilir diyebilir miyiz?

A/S Billingslea: Hayır, istisna ya da muafiyet sunduğumuzu var sayamazsınız. Bu doğru olmaz. Ve bunu yapmak için burada değiliz.

Burada hem Hazine Bakanlığı’ndaki görevim hem de Türkiye ile çok uzun yıllar birçok farklı rolde çok yakından çalışan bir şahıs olmam gerçeğinden çıkarabileceğiniz şey şudur; biz, dostluk ve işbirliği ruhu ile buradayız ve bu görüşmeleri NATO müttefiki olma bağlamında gerçekleştiriyoruz. Ve bu çok önemli. Çünkü İran Türkiye’nin bir komşusu olabilir, ancak onlar ne bir dost ne de bir müttefiktir. Bu hataya düşmeyelim. Fakat Amerika Birleşik Devletleri Türkiye’yi hem bir dost, hem de bir müttefik olarak görmektedir; ayrıca Türkiye ile önemli olan çok derin ekonomik bağlarımız var. Özellikle bankacılık ilişkilerimiz çok çok önemlidir.

Bu aşamada, tartışmaların çerçevesi bu şekildedir.

Medya: Bildiğim kadarıyla dün, iş dünyasıyla görüşmeleriniz oldu.

A/S Billingslea: Evet.

Medya: Bugün ise Türk yetkililerle. Türk yetkililer ile yaptığınız görüşmelerde Türk tarafın tepkisini merak ediyorum. hükümetin, İran ticari işlemlerinde, petrol ithalatı [hakkında] savunmada olup olmayacağı hakkında. Bunu soruyorum çünkü Türk yetkililerin, resmi ‘kayda geçen’ ifadeleri, İran ile hiçbir ticari ilişkilerini kesmeyeceklerine yönünde oldu.

Bugünkü değerlendirmenizi merak ediyorum. Karşı koydular mı ya da petrol ithalinde herhangi bir azaltma ihtimali ya da gelecekte herhangi bir muafiyet olasılığı istediler mi? Yani gelecekte görüşmek üzere?

A/S Billingslea: Bugün çok olumlu bir müzakere gerçekleştirdik. Uyuşmazlık yaşanmadı. Bugün hiçbir şekilde uyumsuzluk yoktu.

Daha ziyade, tartıştığımız şey Amerika Birleşik Devletleri idi, çok açık bir şekilde, birçok farklı bakanlığa, attığımız adımları neden attığımızı açıklamak için sunumda bulunduk. Bizi motive eden nedir? Endişelerimiz nelerdir? İran ile ilgili terörizm meselelerinden, İran ile ilgili balistik füze sorunlarından ve nükleer anlaşma ile ilgili kusurlar ve problemlerden bahsettim. Yani bunlar hakkında çok konuştuk.

Başkanın, Maliye Bakanlığının uygulamasını istediği yaptırımların detayları ve bu yaptırımları neden uyguladığımız konusunda epey konuştuk. Ve Türk şirketleri ve Türk ekonomisi üzerindeki potansiyel etkileri, farklı tedbirleri Türkiye hükümeti ile inceledik. Bugün ise, müttefikler olarak bunun, üzerinde çalışmaya devam etmemiz gereken bir konu olduğunu ve bunlar önemli konular olduğu için ayrıntıları mübadele etmemiz gerektiğini kabul ettik.

İki ülkenin sahip olduğu, ilişkimizde var olan finansal bağların önemini küçümsemek istemiyorum. Aynı zamanda, Türkiye’nin İran’dan ithal ettiği petrol ve diğer bazı ürünlerle ilgili durumun da farkındayız. Ama bunun çok olumlu bir tartışma olduğunu söyleyebilirim. İki tarafın hiçbirinde herhangi bir muhalefet yoktu.

Tekrar belirtmek gerekirse, dostluk ve müttefiklik bağlamında müzakerede bulunduk.

Medya: — Bakanlar, [duyulamadı] Hazine Bakanlığı ve Türk Bakanları. Onların 20 Temmuzda Buenos Aires’te bir toplantıları mı var?

A/S Billingslea: Aslında saat 14:00’te Buenos Aires’e gidiyorum, bu yüzden orada müzakereler olacağını umuyorum. Bir toplantının ayarlanıp ayarlanmadığını bilmiyorum. Fakat bunlar hep önemli meseleler olduğundan, Bakanlar, eminim Bakanlar bu şeyleri gelecekte konuşuyor olacaklar.

Medya: Şu konuda bir sorum var, bildiğiniz gibi, ABD’nin İran ile imzaladığı nükleer anlaşma, yeni yönetim tarafından gayri muteber sayıldı. Ancak tıpkı Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye de, Trump yönetiminin bu eylemine tam [olumlu] değil. Sizce, yakın gelecekte, Türkiye’nin dâhil olduğu yeni bir nükleer anlaşma görebilir miyiz?

A/S Billingslea: Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’dan yapmasını istediği şey, müzakere masasına dönmeleri ve içinde bulundukları tehlikeli faaliyetleri ele almaları. Ve Dışişleri Bakanı Pompeo kısa bir süre önce yaptığı bir konuşmada, İran’ın bu endişeleri ele alması için, onların üstlenmeleri gereken eylemleri dile getirdi.

Bunlar sadece Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’yi etkileyen endişeler değil. Suudi Arabistan’ı etkiliyorlar, Irak’ı etkiliyorlar, Lübnan’ı ve İsrail’i ve Körfez ülkelerini etkiliyorlar. Yani, İran’ın yaptıklarından çok endişelenen birçok ülke var. Sadece bazı Avrupa Birliği ülkeleri değil, birçok ülke, İran’ın terör gruplarına verdiği çok istikrar bozucu sponsorluklar nedeniyle güçlük çekiyor, bu nedenle İran bunu ele almak zorunda.

Sanırım, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’nin, terörizmi ve terörizm finansmanını durdurma konularında aynı kanaatte olduklarını göreceksiniz. Bence asıl soru, bunu beaberce en iyi şekilde nasıl yapabiliriz? Ve bunun üzerinde çalışıyoruz.

Medya: Fakat yeni bir nükleer anlaşmada Türk katılımı mümkün mü?

A/S Billingslea: Sanırım, önceki müzakerelerin gerçekleştirilme biçmindeki temel başarısızlıklardan biri, ABD müttefikleri ve dostlarının yeterince bilgilendirilmemiş ve iştirak etmemiş olmaları ve müzakerelerin yapıldığı yerin detaylarının verilmemiş olmasıydı. Ve biz, NATO müttefiklerimizin tam ve güncel olarak kaydettiğimiz ilerlemeden haberdar olmalarını sağlamak istiyoruz.

Aynı müzakere masasında 28 ülkeye ihtiyacımız var mı bilmiyorum. Bu işleri biraz zorlaştırır. Ancak, bu konuda ilerlerken, müttefiklerimizin fikirleri ve görüşlerini kesinlikle alacağız. Daha önce yapıldığı şekilde, onları görmezden gelmeyeceğiz.

Medya: Halkbank’ın olası para cezaları ile ilgili olarak sorabilir miyim —

A/S Billingslea: Bunu tartışmadık ve bu Amerika Birleşik Devletlerinde karara bağlanmamış olan bir yaptırım süreci olduğu için, zaten bunu tartışacak bir konumda olamazdım.

Medya: Fakat bu sizin kapsamınızda olan —

A/S Billingslea: Bu tür konular kapsama girer.

Medya: Demek istediğim, [bakanlığınızdaki birimle] ilişkili olabilir ve Halkbank’ın müdürü suçlu bulundu.

A/S Billingslea: Ancak, takdir edeceğiniz üzere, bir karara bağlanmamış yasal uygulama konularında henüz yorum yapamıyoruz.

Medya: Daha önceki dönemde, ABD’nin daha önceki yaptırımları var, Türkiye davası için, davaya geldiğimizi görüyoruz, yani, Halkbank’ın Genel Müdür Yardımcısından bahsediyorum. Bu nedenle, bu defaya mahsus, aslında, evet, Türkiye daha önce İran ile altın ile ticaret yapmak için bazı yollar buldu ve belki Yuan ile farklı olacak.

Aslında sormak istediğim şey, başarılı olmak için, İran ile komşu ülkelerin ticari alışverişini [durdurmakta] başarılı olmak için, ABD’nin yaklaşımında bu sefer ne farklı olacak? Türkiye ile ilgili durum hakkında soruyorum. Bu sefer daha başarılı olabileceğini düşünüyor musunuz?

A/S Billingslea: Hazine Bakanlığı yaptırımlarının bu kez çok, çok agresif ve çok kapsamlı bir şekilde uygulanacağına inanıyorum.

Medya: O zamankinden daha fazla —

A/S Billingslea: Hatta daha fazla. Ve bunun nedeni, İran’ın davranışı öyle endişe verici bir hale geldi ki, Orta Doğu’da krizi tetiklemeyi göze almalarıdır.

O füzelerden biri Riyad’a düşerse ne olur? İran destekli milisler, Suriye’de İsrail ile yanlış hesap yaparsa ne olur? İranlılar tarafından yaratılan çok tehlikeli bir durumdayız ve bu nedenle, herhangi bir yanlış hesaplamaya engel olmak amacıyla bu problemi çözmek için en uygun yolun ekonomik baskı olduğunu düşünüyoruz.

Yani bunun üzerinde çok aktif olacağımızı beklemelisiniz. Geçmiştekinden bile daha aktif. Ve geçmişte, yapılmış çok fazla iş olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden, Türk hükümetinin bu konudaki konumumuzu anladığını düşünüyorum.

Sorduğunuz soruda, yaptırımlardan kaçınma çabaları ile ilgili olarak, bu çabalarda bulunmamasını kesinlikle destekleriz. Ve İran ile altın ticareti yapmaya çalışma konusunda çok, çok endişe duyarız. Bu, Ağustos ayı başında yaptırıma dâhil olacak bir şey. Bugünlerde, Türkiye’de yapılan büyük altın alımlarını takip ediyoruz ve bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Ama bunun bir kısmı para birimi sorunları ve diğer şeyler ile ilgili; fakat, birinin İran ile altın yoluyla ticaret yapabileceğinin ve bu şekilde ABD’nin mücadalesinden kaçınabileceğini düşünmesinin çok kötü bir fikir olduğu apaçıktır.

Anadolu Ajansı: Herhangi bir Yuan para birimi ya da herhangi bir mal karşılığı İran’dan petrol alırsa ne olur? Onlar da [yaptırımlara dâhil mi]?

A/S Billingslea: Petrol ticareti söz konusu olduğunda, herhangi bir şirketi, ya da herhangi bir ülkeyi ayırmıyoruz. Yaklaşımımız, her ülkeyi, herkesi kapsayan bir şekilde son derece katıdır. Hindistan, Türkiye. Bu aşamada, petrol ticaretinde esneklik işaret edebilecek bir konumda değiliz, ancak, böyle bir sinyal vermeden önce daha fazla bilgiye ve daha fazla detaya ihtiyacımız var.

Medya: Efendim, birkaç dakika önce, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’nin NATO ortağı, NATO müttefikidir ve İran Türkiye için ne bir dost ne de müttefiktir dediniz. Fakat Türk hükümetinin son iki yıldır, özellikle Amerika’nın YPG’ye verdiği destekten dolayı bu konuda farklı görüşleri vardı.

İran’a yaptırım uygulama konusunda, Türkiye gerçekten Amerika Birleşik Devletlerinin yüzde yüz arkasında mı? Ve İran ile herhangi bir ekonomik faaliyete karşı yaptırımların arkasında mı?

A/S Billingslea: Türk hükümeti, seçmek istediği konum hakkında kendisi konuşmalıdır.

Şöyle söylerdim —

Medya: Sizin görüş açınızdan.

A/S Billingslea: Sanırım, terörizm ile mücadele konusunda gerçekten çok olumlu bir gelişmemiz olduğunu düşünüyorum. PKK üzerinde yapılan çabaları desteklemede kişisel olarak yer alıyorum. PKK ajanları ve onların bulundukları yerler ve ne yaptıkları konusunda Türkiye hükümetine ek bilgiler sağlamak için burada idik ve buna kendimizi adadık; çünkü PKK’yı eline Amerikan kanı da bulaşmış bir terör örgütü olarak görüyoruz. Ve ayrıca, bugün DAEŞ hakkında ve bölgede DAEŞ varlıklarının finansmanını durdurmak için çok iyi müzakerelerimiz oldu.

Yani bunların hepsi çok, çok olumlu.

İnanıyorum ki, İran konusunda aslında, müttefikler olarak İran’ı çok benzer bir ışıkta görüyoruz. Bence, üzerinde çalışmamız gereken şey, İran’ın davranışlarını durdurmak için birlikte çalışmanın en iyi yolu konusunda bir fikir birliğine varmaktır ve şu anda çabalarımızı bu konuya odaklıyoruz.

Açıkçası, bunun mali sonuçları var. İşte bu nedenle buradayız. Yaptırımlar uygulamaya geçmeden önce bu konuları tartışmak istiyoruz ve önümüzde iyi bir yol bulmak istiyoruz.

Medya: Buradan sonra başka herhangi bir ülkeye gidiyor musunuz? [Duyulamadı]?

A/S Billingslea: Şu ana kadar, ABD hükümeti, yani, ABD hükümeti birçok ülke ile sürekli görüşmelerde bulunuyordu ve ben aylardan beri Türk yetkililer ile telefonda görüşüyordum. Bu sadece bugün ya da dün başlamış değil. Aslında, sadece birkaç ay önce ben buradaydım.

Dolayısıyla bu müzakereler devam edecek fakat bu konuşmaları yapmak için kişisel olarak burada bulunmak çok önemli ki böylece görüş alışverişi yapabilmek için Türk hükümetinden en fazla sayıda yetkili ile ve ayrıca ticari sektörden ve bankacılık sektöründen birçok kişi ile görüşebileyim. Detaylar hakkında soruları yanıtlayabiliriz, yani mesela, şirketimin tekstil satmasını yasaklayacak mısınız, gibi çok önemli sorular olabilir. İran’a tekstil satmaya devam edebilir miyim? Ve böylece, özel sektör ile yaptığımız müzakerelerin pek çoğu, bu tür çok detaylı soruları ele almakta.

İran’a tam bir ambargodan bahsetmiyoruz. Amerika Birleşik Devletlerinin söylediği şey bu değil. Ancak, bankacılık sektöründe, metallerde, petrol ve gaz dünyasındaki belirli faaliyetlerin yasaklanmasından bahsediyoruz ve bunlar büyük mali konular ve Türk ekonomisi için önemli konular. Bu nedenle benim burada bulunmamın önemli olduğunu düşündük.

Gelecekte, başka birçok ülkeye de gideceğim.

Medya: Benim sorum, petrol kaynaklarının büyük bir kısmını onlardan satın alan ülkeler üzerinde odaklanıp odaklanmadığınız idi. Görüşmelerinizin odağı.

A/S Billingslea: Bakan Yardımcısı sıfatıyla, bu kapsamda bir nevi jeostratejik öneme sahip olan ülkelere odaklanmış bulunmaktayım.

Medya: Yani petrol ithalatının azaltılmasından mı bahsediyoruz? Yoksa ithalatı sıfıra indirmekten mi?

A/S Billingslea: Sıfıra indirmek ya da büyük ölçüde azaltmaktan bahsetmek, Dışişleri Bakanlığına kalmış. Hazine Bakanlığının yaptırımları, daha belirgin olarak, tüm işlemlerin Kasım’dan önce sona ermesine teşvik etmeye yöneliktir.

Bu konuda kesin bir dil kullanmıyoruz, çünkü bu konuda daha fazla bilgi ve detaya ihtiyacımız var, fakat yine de, feragat ve muafiyetlerden bahsetmek için de burada değiliz. Böyle bir teklif söz konusu değil. Böyle bir tartışmaya girmeden önce, durumun daha iyi anlaşılmasına ihtiyacımız var.

Medya: Ama yani demek istiyorum ki ambargo, Kasım ayında tam olarak yürürlüğe girecek, doğru değil mi? Yani —

A/S Billingslea: Yaptırımlar girecek —

Medya: Yani, taraflar hangi alanlarda gireceğine karar verecek, yani hangi kapasitede ya da?

A/S Billingslea: Tekrar —

Medya: [Duyulamadı]?

A/S Billingslea: Yaptırımların yeniden yürürlüğe girdikleri andır ve bu noktada şirketlerin işlerini kesinlikle sona erdirmelerini teşvik ediyoruz. 180 günü tam da bu yüzden vermiştik. Tekrar söylüyorum, gerçekten, iş kararlarını vermek şirketlerin kendilerine kalmış. Türk şirketlerine ne yapacaklarını dikte etmeye çalışmıyoruz. Türk şirketlerini bilgilendirmek istiyoruz fakat ayrıca, hangi alanlarla yaptırımların uygulanacağı konusunda çok açık olmak zorundayız, böylece firmalar bilinçli iş kararları alacaklar. İranlılarla bu saptanmış alanlarda iş yapmaya devam etmek istiyorsanız, bu sizin verebileceğiniz bir iş kararı. Fakat bunu yapmaları halinde, ABD pazarında ya da ABD finans sistemi ile iş yapmayacaklarını da bilmeliler. Bu, sadece Türkiye’deki değil, Hindistan ve diğer her yerdeki firmalar tarafından yapılabilen ve incelenebilen tamamen makul bir iş hesabıdır.

Ticareti sona erdirmelerini ummaktayız. Bu konuda konuşmaya isteklilik gösterdik. Bakan Mnuchin, çok yakın bir zamanda bir sona erdirmeyi görmemiz durumunda, bu konuları nasıl konuşacağımız hakkında ve bu husus üzerinde birlikte çalışma yöntemi konusunda esnek olacağımızı söyledi. Ve sizleri onun yorumlarına yönlendiriyorum, çünkü onlar çok önemli.

Ancak aynı zamanda, bu yasaklanmış ticari işlemlere katılan herhangi bir firmanın, bunları yapmaya Ağustos ya da Kasım yaptırımlarının yürürlüğe girmesinden sonra da devam ederse, ticari risk taşıdıklarını vurgulamak zorundayız.

Medya: PKK hakkında daha fazla bilgi sağlamak için de burada bulunduğunuz gerçeğini de ayrıntılı olarak anlatmanızı rica edebilir miyim? Lütfen bu konuda ayrıntıya girebilir misiniz? Bunu tam olarak anlayamadım. Yani, Türk yetkililerle ne tür ek bilgiler paylaşabilirsiniz?

A/S Billingslea: Ayrıntıları kesinlikle paylaşamayacağım. Gösterdiği şey, ispat ettiği şey, müttefikler olarak, çok farklı konuları kapsayan ve İran meselesi ve onların davranışlarının çok önemli bir konu olduğu, ama bunun tek konu olmadığı, birbirimizle kapsamlı ve çok yönlü bir güvenlik ilişkisine sahip olduğumuzdur. Yakın işbirliği içinde çalıştığımız daha pek çok başka alanımız var ve bu alanlardaki çalışmalarımız aslında giderek daha da yakınlaşıyor ve giderek olumlu hale geliyor ve PKK alanına gelince, biz PKK’yı davranışlarından dolayı uzun bir süredir terör grubu olarak belirledik ve Türk yetkilileri ile bu konuda işbirliğimizi yoğunlaştırdık.

Medya: Ne zamandan beri?

A/S Billingslea: Geçtiğimiz aylardan beri. Ama araştırmış olduğumuz konularla ilgili bir dizi talepte bulunulmuştu ve ben araştırmamızın sonuçlarını paylaşmak için buradaydım.

Medya: PKK ile mücadeleyi yoğunlaştırma hususunda, Amerika Birleşik Devletleri yönetimi nezdinde ne gibi değişiklikler meydana geldi?

A/S Billingslea: Neler değişti, yani, değişen şey, Amerika Birleşik Devletlerinde yeni bir hükümet var. Başkan Trump ve onun bakış açısı ve onun Türkiye hükümeti ile bu konularda çok yakından çalışma isteği.

Medya: Tamam. Çok teşekkür ederim.

A/S Billingslea: Teşekkürler, beyler.

# # # #