Başkonsolos Daria Darnell’in Istanbul’da Gerçekleştirilen 246. Bağımsızlık Günü Kutlaması Dolayısyla Yaptığı Konuşma

28 Haziran 2022

Başkonsolos Darnell:

Herkese iyi akşamlar. Hepinizi burada ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığına kavuşmasının 246ncı yıl dönümü dolayısıyla düzenlediğimiz bu kutlamada bizimle beraber olduğunuz için çok mutluyum.

Sayın Vali, 52. Motorlu Piyade Tümen Komutanı, Sayın İstanbul Boğaz Komutanı, Sayın İlçe Belediye Başkanlarımız, Sayın Ekümenik Patriği ve İstanbul’daki dini topluluk temsilcileri, diplomasi, kültür, akademi, medya, iş dünyası, siyaset ve sivil toplumu temsil eden değerli misafirlerimiz, bugün burada olmanızdan onur duymaktayız.

Amerika’nın doğum gününü kutlamak ve iki yüz kırk altı yıl önce Amerika’nın kuruluşuna hayat veren ideallere, değerlere ve ilkelere ulaşmak için halen devam etmekte olan bir deneyime dikkat çekmek amacıyla her yıl dünya genelinde bir araya geliyoruz.

Bu ideallerin ve değerlerin en önemlileri arasında:

· Bütün insanların eşit olarak yaratıldığı;

· Yaratan’ın tüm insanlara hayat ve özgürlüğün de içinde olduğu devredilmez haklar bahşettiği;

· Devletin gücünün ancak rızaya dayalı olduğunda adil olduğu gibi unsurlar yer almaktadır.

Amerika’nın, bu idealleri ve değerleri gerçekleştirme konusunda kat ettiği ilerleme her zaman düz bir seyir izlememiştir.

Amerika’nın tarihi, etnik, dini, sosyoekonomik ya da kişinin kimliğine ait diğer nitelikler ne olursa olsun, bu ideal ve değerleri tüm Amerikan vatandaşları için gerçekleştirmeye yönelik bir yolculuk olmuştur.

Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1831 yılında başlamış ve modern Türkiye ile 1927 yılında resmiyet kazanmıştır.

Bugün ilişkilerimiz, ortak gayret gösterdiğimiz birçok alanı kapsamaktadır.

Güvenlik alanında Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü nedensiz saldırı savaşı, NATO Müttefikimiz ve ortağımız olan Türkiye’nin taşıdığı önemi öne çıkarmıştır. Türkiye’nin, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği desteği de takdirle karşılamaktayız.

ABD ve Türkiye arasındaki ikili ticaret ve ekonomik ilişkiler, ABD Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın muhteşem ekibinin ve bu gayretleri destekleyen Başkonsolosluğumuz bünyesindeki diğer birçok kurum ve bölümün çabaları sayesinde gelişim göstermeyi sürdürmektedir.

Her ne kadar genellikle hükümetler arasındaki ilişkilere yoğunlaşsa da diplomasi aslında bunun çok daha fazlasını ifade etmektedir. Sizlerle, konuşmamın başında ifade ettiğim ideal ve değerlerin canlı örneği olan ve Amerikan deneyinin akıllardan silinmeyecek bir unsurunu gözler önüne seren Türk kökenli Amerikalıların hikayesini paylaşmak istiyorum.

Bu hikâye, Chapel Hill’deki Kuzey Karolina Üniversitesi’nde biyokimya ve biyofizik profesörü olarak görev yapan Profesör Aziz Sancar’ın hikayesi.

Sancar, DNA onarımına ilişkin çığır açan çalışmasından dolayı 2015 yılında Nobel Ödülü’nü kazanan ilk Türk bilim insanı olmuştur.

Savur’da dünyaya gelen Sancar, bilim kariyerini ileri bir noktaya taşımak ve ABD’nin önde gelen bilim insanlarından ve araştırmacılarından biri olmak için 1970’lerde Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmiştir.

Profesör Sancar’ın hikayesi, dünyada en fazla göçmeni bünyesinde barındıran Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan yurtdışında doğmuş 44 milyondan fazla Amerikalıyı temsil etmektedir.

Sancar’ın hikayesi, Amerika’nın sahibi olduğu en büyük güçlerden biri olan çeşitliliğin önemine vurgu yapmaktadır.

Tıpkı Profesör Sancar gibi bu Amerikalıları da Amerika’ya çeken unsurlardan biri de konuşmamın başında sözünü ettiğim, bizlere ilham olmayı sürdüren idealler ve değerlerdir.

Kişisel bir not olarak ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevimin sona ermekte olduğunu da bu vesileyle ifade etmek isterim.

Bu, benim Türkiye’de ikinci defa görev alışım. İlk kez 2009-2021 yılları arasında Adana’da Konsolos olarak görev yapmıştım.

Türkiye, tüm dünyada lütufkar konuk severliğiyle tanınmaktadır. Nitekim Türkiye’de görev yaptığım altı sene içinde ben de bu konukseverlikten istifade etme imkânı buldum.

Benim yerime Başkonsolosluk görevini üstlenecek olan Jonathan Henrick de Türkiye’ye geldi ve bu akşam aramızda bulunuyor.

Geride bıraktığımız yıllarda bana gösterdiğiniz nezaketi ve cömertliği kendisine de göstereceğimizden eminim.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde olağanüstü güçlüklerle karşı karşıya kalmışken bana kendimi evimde hissettirdiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum.

Amerika’nın doğum gününde sizlere ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ve duyduğumuzu belirtmek isterim.

Teşekkürler.

Şimdi sözü Büyükelçi Jeff Flake’e bırakmaktan büyük bir onur duyuyorum.