Dünya Mülteciler Günü

People in sleeping bags
Migrants sleep on the rocky beach at the Franco-Italian border near Menton, southeastern France Wednesday, June 17, 2015.

20 Haziran günü kutlanan Dünya Mülteciler Günü, şiddet ve zulümden kaçanların ve onlara bu yolculuklarında yardım edenlerin onurlandırıldığı bir gündür.

Yaklaşık 60 milyon erkek, kadın ve çocuğun ülkelerinin içinde ve dışında yerlerinden edilmiş olması neredeyse akıl almaz bir durum. Bu rakam, Birleşmiş Millletler Mülteciler Yüksek Komiseri’nin kaydettiği en yüksek rakam; ve geçen yılın rekorunun 8 milyon üstünde. Hedef gözetmeyen varil bombalarından kaçan Suriyeli ailelerin ve yiyeceksiz geçen günlerin ardından denizden kurtarılan küçük çocukların, akıldan çıkmayan görüntülerini gördük. Kurşunlardan, bombalardan ve satırlardan kaçmak ise çoğu zaman çilenin sadece başlangıcı oluyor. Mülteciler ortalama olarak 17 sene sürgünde kalıyorlar. Bazıları bu kamplarda doğup büyüyor ve bu kamplardan hiç çıkamıyor.

Kenya’da çoğunu Somalililerin oluşturduğu, 350,000 mültecinin yaşadığı, sapa ve tozlu bir kamp olan Daabab’a yakın zamanda gerçekleştirdiğim ziyaretimde, mülteci liderleri ile gerçekleştirdiğim buluşmayı asla aklımdan çıkarmayacağım. Nairobi’ye video bağlantısıyla bağlanarak Daabab’daki en iyi öğrencilerden bir grupla konuştum. Bana üniversiteye gitme; tıp, siyaset ve insan hakları alanlarında kariyer sahibi olma hayallerinden bahsettiler. Fakat bunun yanında işsiz ve kapana kısılmış olacaklarına, tüm çabalarının boşa gideceğine dair kaygılarını da paylaştılar. Bizler bunun olmasına izin veremeyiz.

ABD, şiddet ve baskılar sebebiyle dağılmış olan insanların en gayretli savunucusudur ve olmaya devam edecektir. ABD’nin geçen sene sağlamış olduğu insani yardımın 6 milyar doları aşmasından gurur duyuyorum. ABD insani yardım bağışlarında dünyada ilk sırada olup diğer ülkelerden daha çok sayıda mülteciyi yeniden yerleştirmektedir. ABD’ye yerleştirilen milyonların direnç, azim ve başarıları, çalışmalarımızın değerini ve önemini kanıtlamaktadır. Yerinden edilmiş insanlar yemek, barınma ve sağlık hizmetinden çok daha fazlasını hak ediyorlar. Onlar haysiyet, saygı ve daha iyi bir gelecek inşa etme fırsatını hak ediyor.

Evinden uzakta mahsur kalmış milyonlarca insana karşı bir görevimiz var. Bu görev sadece hayatı korumak değil, umudu temin etmektir.