Kral Midas’ın mitolojik hikayesini ve dokunduğu her şeyin altına dönüştüğünü muhtemelen duymuşsunuzdur.
Ancak, Kral Midas’ın neredeyse 3000 yıl önce yaşamış tarihi bir figür olduğunu bilmeyebilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Penn Müzesi işbirliğinde, bu güçlü kralın hikayesi Philadelphia’da gün ışığına çıkartılıyor.
Kral Midas’ın Altın Çağı adlı sergide kanatlı altın aslanlar, süslü kolyeler ve gösterişli sofra gereçleri dahil 120’nin üzerinde göz alıcı obje teşhir ediliyor. Bu objeler, Ankara, Istanbul, Antalya ve Türkiye’nin günümüz başkenti Ankara’nın güneybatısında bulunan ve kadim kralın payitahtı olan Gordion’daki müzelerce ödünç verilmiş.

Midas’ın M.Ö. 700’lü yıllarda Frigyalılara hükmettiği, günümüzde Türkiye toprakları olan alana büyük ölçüde egemen olduğu düşünülüyor. Penn Müzesi arkeologları, Gordion’da 1957’de yürüttükleri kazıda Kral Midas’ın babası Gordios’un mezarını bularak tüm dünyayı şaşkına çevirdiler. Budukları kralın iskeleti sedir tabutun kalıntıları içinde yatmaktaydı, mezarın kendisi ise el değmemiş biçimde duruyordu. Cenaze ziyafetinin debdebeli kalıntıları etrafını çepeçevre sarmıştı.
Peki ya Midas’ın o meşhur “altın dokunuşu”? Küratör C. Brian Rose’un teorisi şöyle:
Antik şehirden gelen “tekstil ürünlerinin bir kısmını kısa süre önce analiz ettik,” diyor. Anlaşılan o ki, giysiler demir oksitle kaplanıyor, bu da kumaşa altınsı bir renk veriyormuş. “Yani, bu hikaye elit kesimin giydiği frapan kıyafetlerden çıkmış olabilir,” diyor.
Rose bu serginin “Türkiye’nin arkeolojik hazinelerine açılan bir pencere,” teşkil ettiğini söylüyor ve ülkenin zengin arkeolojik alanlarının daha büyük kitlelerce ilgi görmesini umduğunu da ekliyor. Philadelphialı müzeseverler 2016’nın Şubat ayından beri bu sergiyi keyifle gezmekteler. Sergi Kasım ayında son bulacak.
Kaynak: https://share.america.gov/what-do-you-know-about-real-king-midas/