
Hip-hop, sadece müzikten fazlasıdır. Hip-hop terimi, bir kültürün tamamını kapsar ve hip-hop’ın dünyada eğlence sektörünü ve gençlerin kendini ifade etme biçimini etkileyen en önemli etkenlerden biri haline nasıl geldiğini açıklamaya yardımcı olur. Hip-hop, günlük yaşamın karmaşıklığını ve iktidar sahiplerine gerçekleri haykıran şarkı sözleri, grafiti sanatı, dans veya DJ’lik marifetiyle anlatmak için tüm dünyada kullanılan bir araçtır.
Hip-hop kültürünün ticari amaçla yapılan ve çoğu zaman maddiyatta aşırılığı, şiddeti, kadın düşmanlığını yücelten “rap” müzikler ile karıştırılmaması gerekir. Hip-hop, zararlı çeteleşme kültürüne bir alternatif olarak bundan yaklaşık 40 yıl önce New York şehrinin Güney Bronx semtinde ortaya çıktı. Hip-hop, fakir semtlerde yaşayan muhalif gençlere sorunlarını şiddete dökmektense sanata yöneltmeleri için bir fırsat oldu.
Jamaika’da doğmuş olan Kool Herc adlı bir DJ, 1973 yılının 11 Ağustos günü, Sedgwick Caddesi’nde kiralık bir hobi odasında, kayıtlı şarkılardan sadece ritmi ayırma ve aynı parçayı çalan iki plakçalar kullanarak bu ritmi uzatma sanatını ortaya çıkardı. Herc’in arkadaşı Coke La Rock, insanları çeken bu ritimlerin üstüne rap yapmaya başladı. Yaratmış oldukları “sound” birdenbire ortaya çıkan bir devrime sebep oldu; ve bu “sound” Güney Bronx’un her köşesindeki partilerde taklit edilmeye başlandı. Uzatılmış ritimler, rap sözlerin yanı sıra break dansın evrimini de teşvik etti ve grafiti sanatçıları, müzik ve dans performanslarının yanına görsellik öğesini eklediler.
Ithaca, New York’taki Cornell Üniversitesi Hip Hop Koleksiyonu’nun yardımcı küratörü Ben Ortiz, “Bir kültür bir günde başlamaz, fakat pek çok şeyi harekete geçiren olaylar tek bir günde gerçekleşebilir” diyor. 2007 yılından beri hip-hop eserlerini ve kayıtlarını koruyan ve toplayan üniversite, dünyadaki benzerleri arasında en büyük koleksiyona sahip olmakla övünüyor.
Cornell Üniversitesi’nin nadir kitap ve el yazmalarından sorumlu küratörü Katherine Reagan, üniversitenin sadece hip-hop’un başlangıç hikayesini korumadığını, bunun yanında hip-hop’ı ortaya çıkaranlara ve yeni sanatçılara; öğrencilere, gençlik topluluğu kuruluşlarına ve de müzikologlara hip-hop’ın hikayesini anlatma fırsatını verdiğini söylüyor. Reagan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yaşayan kültürü göstermek istedik, çünkü bu kültürü ortaya çıkaranların çoğu hala hayatta ve hala şansımız varken bu kişileri de tarihi belgeleme sürecimize katmak istiyoruz.”
Cornell Üniversitesi, hip-hop’ın öncülerinden olan Afrika Bambaataa’yı ziyaretçi öğretim üyesi olarak bünyesine kattı. Güney Bronx’lı bir DJ ve Universal Zulu Nation adlı hip-hop farkındalığı grubunun kurucusu olan Afrika Bambaataa, kültürün adı olarak “hip-hop” kelimesini seçti ve bu kültürün çekirdeğini oluşturan öğeleri rap yapma, breakbeat DJ’liği, break dans (b-boy ve b-girl) ve grafiti sanatı olarak tanımladı.
Ortiz şöyle konuştu: “Afrika Bambaataa’nın ortaya koyduğu beşinci öğe ise bilgidir; hip-hop’ın sanat biçimleri de, bilgiye ulaşmanın çeşitli yollarıdır. Bu bağlamda bilgi; dünya, kendiniz, tarihiniz, mirasınız ve diğer insanların mirası hakkında farkındalık, bilinç ve anlayış sahibi olmak demektir.”
Hip-hop kültürü, müzik aleti kullanmadan ve insan sesiyle yapılan beatboxing ve plaklarla oynama gibi teknikleri de zamanla içine kattı. Sugargang Hill’in 1979 yılındaki hit parçası “Rapper’s Delight” gibi parçalarla birlikte hip-hop sevenler, Güney Bronx’un şehirde yaşayan Afro-Amerikalı, Afro-Karayipli ve Latin kökenli topluluklarının takip ettiği bir kültür olmaktan çıkarak, tüm ırksal ve etnik kökenlerden, şehirlerde yaşamayan ABD’li çocukları da etkisine aldı.
Bugün hip-hop’un küresel bir olgu olduğu su götürmez bir gerçektir. İnternete henüz ulaşabilmiş ülkelerde bile break dans hareketleri hemen yayılmakta, ve neredeyse her dilde rap yapılmaktadır. Dünyanın her yerinde hip-hop’u kendi kültürlerine rahatça uyarlayan genç sanatçılar hip-hop’ı; sevgiden terkedilmeye, yoksulluktan yolsuzluklara kadar her tür konuda ister dobra bir dille, ister de güzel bir dille kendilerini ifade etmek için kullanıyor.
Hip-hop’ın Güney Bronx’taki köklerinden inanılmaz bir şekilde yayılışına değinen Bambaataa, hip-hop kültürünün “dünyadaki tüm politikacıların hepsinden daha fazla insanı birleştirdiğini” söylüyor. Bambaataa şöyle diyor: “Farklı dinlere mensup ve asla bir araya gelemeyecek insanlar hip-hop sayesinde bir araya geliyor. Farklı ırklardan ve milletlerden, engelleri veya sınırları hiç aşmayacak veya birbirlerinin evlerine adım atmayacak insanlar, hip-hop müziği ve kültürü sayesinde bunların hepsini yapıyorlar. İnsanların birbirini anlaması, hip-hop’ın gücüdür.”